Türkiye'de çocuk işçi sayısındaki endişe verici artış, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda yürekleri dağladı. Habertürk'ten Ahmet Kıvanç'ın özel haberi, son yıllarda çocuk işçiliğinin ne denli arttığını gözler önüne seriyor. Rakamlar, 2015-2020 yılları arasında düşüş gösteren çocuk işçi sayısının, son 4 yılda adeta patlama yaşadığını ortaya koyuyor. Bu durum, çocukların eğitimden uzaklaşmasına ve sağlıklı gelişimlerinin engellenmesine neden oluyor. Peki, bu artışın sebepleri neler ve bu soruna karşı ne gibi önlemler alınmalı?
Çocuk İşçiliğindeki Korkunç Artış
2015 yılında 716 bin olan 15-17 yaş arasındaki çocuk işçi sayısı, 2020'ye kadar azalarak 501 bine gerilemişti. Ancak, son 4 yılda bu tablo tamamen değişti. Çocuk işçi sayısı 368 bin kişi artarak 869 bine ulaştı. Bu, %73'lük bir artış anlamına geliyor. Bu artışın en büyük nedenleri arasında ekonomik zorluklar, eğitim sistemindeki sorunlar ve denetim eksikliği gösteriliyor. Ayrıca, mevsimlik tarım işlerinde çalışan çocukların sayısı da oldukça yüksek. Bu çocuklar, ağır çalışma koşullarına maruz kalırken, eğitimlerinden de geri kalıyorlar.
"İşsiz" Çocuklar: Kayıtlara Nasıl Geçiyorlar?
Çarpıcı bir diğer detay ise, sayıları 101 bine ulaşan çocuğun "işsiz" olarak kayıtlara geçmesi. Bu durum, çocukların iş arama süreçlerinde karşılaştıkları zorlukları ve kayıt dışı çalışmanın yaygınlığını gözler önüne seriyor. Çocukların işsiz olarak kayıtlara geçmesi, onların sosyal güvenlik haklarından mahrum kalmasına ve gelecekte daha da zor durumda kalmasına neden oluyor. Bu nedenle, çocukların işgücüne katılımının önlenmesi ve eğitimlerine devam etmelerinin sağlanması büyük önem taşıyor.
Çözüm Önerileri ve Yapılması Gerekenler
Çocuk işçiliğiyle mücadele, çok yönlü bir yaklaşım gerektiriyor. İşte yapılması gerekenlerden bazıları:
- Ailelere yönelik ekonomik desteklerin artırılması
- Eğitim sisteminin iyileştirilmesi ve okullaşma oranlarının yükseltilmesi
- Denetimlerin sıklaştırılması ve işverenlere yönelik cezaların artırılması
- Çocuk işçiliği konusunda farkındalık yaratılması
- Sivil toplum kuruluşlarının (STK) ve yerel yönetimlerin işbirliği yapması
Unutulmamalıdır ki, çocuk işçiliği sadece Türkiye'nin değil, tüm dünyanın ortak sorunudur. Bu sorunun çözümü için uluslararası işbirliği ve ortak stratejiler geliştirilmesi de büyük önem taşıyor.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda, çocuk işçiliği gerçeğiyle yüzleşmek ve bu soruna karşı somut adımlar atmak hepimizin sorumluluğundadır. Çocukların sağlıklı, mutlu ve eğitimli bireyler olarak yetişmesi için elimizden geleni yapmalıyız. Aksi takdirde, geleceğimiz karanlık olacaktır.