Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, 6 Şubat depremlerinde yakınlarına ulaşmakta zorlanan ve Baykar dronlarının performansını eleştiren bir vatandaşa 150 bin TL'lik tazminat davası açtı. Bu hamle, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı ve tartışmaları beraberinde getirdi.
Davanın Gerekçesi Ne?
Selçuk Bayraktar, söz konusu vatandaşın sosyal medya platformlarında yaptığı paylaşımların, Baykar'ın itibarını zedelediğini ve kişilik haklarına saldırı niteliği taşıdığını iddia ediyor. Bayraktar'ın avukatları, dava dosyasına Baykar'a ait İHA ve SİHA'ların başarısını öven haberleri ve paylaşımları da ekledi.
Bayraktar'ın dava dilekçesinde, "Davalı tarafın yaptığı açıklamalar, kamuoyunda Baykar'a karşı olumsuz bir algı oluşturmaya yöneliktir ve şirketimizin itibarını zedelemiştir. Bu nedenle, davalının 150 bin TL manevi tazminat ödemesi gerekmektedir" ifadelerine yer verildiği belirtiliyor.
Depremzede Yakınından Sert Tepki
Selçuk Bayraktar'ın 150 bin TL'lik tazminat davası açtığı Aydın Aydoğan ise duruma sert tepki gösterdi. Aydoğan, "Yıkılan, enkazın altında kalan hukuktur, adalettir. Tüm depremzedeler için üzüntü verici bir dava" şeklinde konuştu. Aydoğan, yaşanan deprem felaketinde yakınlarına ulaşmak için çabaladığını ve o anki duygusal yoğunlukla böyle bir paylaşım yaptığını ifade etti.
Dava Süreci Nasıl İlerleyecek?
Davanın önümüzdeki günlerde görülmeye başlanması bekleniyor. Kamuoyu, bu davanın nasıl sonuçlanacağını merakla bekliyor. Dava sürecinde, her iki tarafın da delillerini ve savunmalarını sunacağı ve mahkemenin adil bir karar vereceği umuluyor.
Bu dava, Türkiye'de ifade özgürlüğü ve eleştiri hakkı sınırları konusunda da önemli bir tartışma zemini oluşturdu. Birçok kişi, Bayraktar'ın dava açma hakkı olduğunu savunurken, bazıları ise depremzede yakınının yaşadığı acıyı ve duygusal tepkisini göz önünde bulundurarak, davanın açılmasını eleştiriyor.
Sonuç olarak, Selçuk Bayraktar'ın depremzede yakınına açtığı 150 bin TL'lik tazminat davası, hem hukuki hem de etik açıdan tartışmaları beraberinde getirdi. Dava sürecinin nasıl ilerleyeceği ve mahkemenin nasıl bir karar vereceği, kamuoyunun merakla beklediği bir konu olmaya devam ediyor. Bu dava, aynı zamanda Türkiye'de ifade özgürlüğü ve eleştiri hakkı sınırlarının yeniden değerlendirilmesine de katkıda bulunabilir.