Fatih Altaylı Gözaltına Alındı! Gökan Zeybek'ten Sert Tepki

Gazeteci Fatih Altaylı'nın gözaltına alınması, siyaset ve basın dünyasında geniş yankı uyandırdı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, bu duruma sosyal medya hesabından yaptığı sert bir açıklama ile tepki gösterdi. Zeybek, "Gazetecilik suç değildir" diyerek ifade özgürlüğüne vurgu yaptı ve yargının bağımsızlığını yitirdiğini savundu.

Gözaltı Kararı ve Gerekçesi

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Fatih Altaylı hakkında, sosyal medya kanalında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı tehdit ettiği iddiasıyla soruşturma başlattı. Başsavcılık, Altaylı'nın "Cumhurbaşkanını tehdit" suçundan gözaltına alındığını duyurdu. Bu karar, kamuoyunda farklı tepkilere yol açtı. Bir kesim, soruşturmanın gerekliliğini savunurken, diğer bir kesim ise ifade özgürlüğünün kısıtlandığını ileri sürdü.

Gökan Zeybek'ten Sert Eleştiriler

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, Fatih Altaylı'nın gözaltına alınmasına sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla tepki gösterdi. Zeybek, şu ifadeleri kullandı:

''Adalet terazisi çoktan devrildi. Yargı, bağımsız karar alma yetisini yitirmiş, siyasi otoritenin söylemleriyle yönlendirilen bir yapıya bürünmüştür. Hukukun evrensel ilkeleri yerini talimatla işleyen bir düzene bırakmıştır. Artık ifade özgürlüğü, iktidarın hoşnutsuzluğunu tetiklediği anda suç kapsamına alınmakta; yazmak, konuşmak, sorgulamak cezalandırılmaktadır. Sadece adalet sistemi değil, demokratik düzen ciddi bir kriz içindedir. Çağırsanız gidecek durumdayken gözaltına alınış biçimi hukukla bağdaşmıyor. Bir kez daha söylüyoruz; gazetecilik suç değildir. Konuşmak cesaret istiyorsa, biz cesareti büyüteceğiz. Gecenin en karanlık anı, sabaha en yakın olandır. Ve biz artık sabaha çok yakınız.''

Zeybek'in bu sözleri, iktidara yönelik sert bir eleştiri olarak değerlendirildi. Zeybek, yargının bağımsızlığını yitirdiğini, ifade özgürlüğünün kısıtlandığını ve demokratik düzenin krizde olduğunu savundu. Ayrıca, Altaylı'nın gözaltına alınma şeklinin hukukla bağdaşmadığını belirtti.

İfade Özgürlüğü Tartışmaları

Fatih Altaylı'nın gözaltına alınması, Türkiye'de ifade özgürlüğü konusundaki tartışmaları yeniden alevlendirdi. Birçok gazeteci, yazar ve siyasetçi, Altaylı'ya destek mesajları yayınladı. Bu kişilerin ortak görüşü, gazeteciliğin suç olmadığı ve ifade özgürlüğünün korunması gerektiği yönünde. Türkiye'de son yıllarda gazetecilere yönelik baskıların arttığına dair eleştiriler sık sık dile getiriliyor. Bu tür olaylar, basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü konularındaki endişeleri daha da artırıyor.

Türkiye'deki ifade özgürlüğü tartışmaları bağlamında, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 10. maddesi büyük önem taşır. Bu madde, herkesin ifade özgürlüğü hakkına sahip olduğunu belirtir. İfade özgürlüğü, düşünceleri açıklama, bilgi edinme ve başkalarına aktarma özgürlüğünü içerir. Ancak, bu özgürlük sınırsız değildir ve belirli koşullar altında kısıtlanabilir. AİHS'ye göre, ifade özgürlüğüne getirilen kısıtlamaların yasal bir dayanağı olmalı, meşru bir amacı gütmeli ve demokratik bir toplumda gerekli olmalıdır. Meşru amaçlar arasında, ulusal güvenlik, kamu düzeni, başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması gibi nedenler sayılabilir.

Fatih Altaylı'nın gözaltına alınması ve Gökan Zeybek'in tepkisi, Türkiye'de ifade özgürlüğü ve yargı bağımsızlığı konularındaki hassasiyeti bir kez daha gözler önüne serdi. Bu olay, kamuoyunda geniş bir tartışma başlatırken, benzer durumların yaşanmaması için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiği vurgulandı. Gazetecilerin özgürce görev yapabilmesi, demokratik bir toplumun vazgeçilmez unsurlarından biridir. Bu nedenle, ifade özgürlüğünün korunması ve geliştirilmesi büyük önem taşımaktadır.