İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanması sonrası başlayan protesto eylemlerine katılan ve bu nedenle haklarında dava açılan öğrencilerin yargılanmasına başlandı. Öğrenciler, Anayasal haklarını kullandıklarını belirtirken, tutuklanmaları şaşkınlık yarattı.
Saraçhane Davası'nda Öğrenciler Konuştu
İstanbul 62. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, "kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama" iddiasıyla yargılanan öğrenciler savunmalarını yaptı. Öğrenciler, Anayasal haklarını kullandıklarını ve gözaltında kendilerine tutuklanmayacaklarının söylenmesine rağmen tutuklandıklarını ifade ettiler. Öğrenciler, 19 gün hapis yattıklarını ve dosyaya konulan fotoğrafların çelişkili olduğunu belirterek beraatlerini talep ettiler.
Duruşmayı CHP Milletvekilleri Gökçe Gökçen, Sezgin Tanrıkulu, DİSK Basın İş ve Türkiye Gazeteciler Sendikası temsilcileri de takip etti. Toplam 99 kişinin yargılandığı dava, sanık sayısının fazla olması nedeniyle İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda görüldü.
Gazetecilerin Durumu
MLSA avukatlarından Veysel Ok, duruşmada gazetecilerin kimlik kartlarını göstererek derhal beraat ettirilmesi gerektiğini savundu. Öğrenci avukatları da suç unsuru olmadığını belirterek beraat kararı verilmesini talep etti. Ancak savcı, yargılamanın devamı yönünde görüş bildirdi. Mahkeme heyeti ve avukatlar arasında yaşanan sözlü tartışmaların ardından duruşmaya ara verildi ve mahkeme salonundakiler mahkemeyi alkış ve sloganlarla protesto etti. Avukatların talebi üzerine, 8 gazeteci ve 4 avukatın dosyası ayrıldı ve 12 kişi için daha sonra duruşma günü verilecek.
Duruşmaların görüldüğü Çağlayan Adliyesi'nin etrafı sabah saatlerinden itibaren polis ablukası altına alındı. Gazeteciler ve sanıklar, adliyeye girerken engellendi. Polis barikatları, sözlü tartışmaların ardından aşılabildi. Sanık öğrencilerden biri gözaltına alındı, ancak mahkeme başladıktan sonra serbest bırakıldı.
Anne Babaların Adalet Talebi
Duruşma öncesinde Anne Baba Dayanışma Platformu ve öğrenciler basın açıklaması yaparak adalet talebinde bulundu. Açıklamada, çocuklarının Anayasal ve demokratik haklarını kullanmalarına rağmen tutuklandıkları veya tutuksuz yargılandıkları, ev hapsi ve adli kontrol şartı ile yaşamak zorunda bırakıldıkları belirtildi. Anne babalar, çocuklarının gözaltı sırasında şiddete maruz kaldığını, fiziksel ve psikolojik şiddete uğradığını ifade ettiler.
- Anayasa'nın 15. maddesi gereğince suçluluğu mahkeme kararıyla saptanıncaya kadar kimse suçlu sayılamaz.
- Anayasa'nın 17. maddesi gereğince kimseye işkence ve eziyet yapılamaz.
- Anayasa'nın 25. maddesi gereğince kimse düşünce ve kanaatleri sebebiyle suçlanamaz.
- Anayasa'nın 34. maddesi gereğince herkes önceden izin almadan gösteri ve yürüyüş hakkına sahiptir.
- Anayasa'nın 42. maddesi gereğince kimse eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz.
Anne babalar, çocuklarının gelecek kaygısı yaşamadan, kendi ülkelerinde eşit ve özgür bir hayat yaşamalarını istediklerini vurguladılar. Çağlayan Adliyesi'ne balonlarla gelerek, tutuklu olan çocuklarının özgürlükleri için bu balonları gökyüzüne bıraktılar.
Saraçhane davası, ifade özgürlüğü ve protesto hakkının sınırları konusunda önemli bir tartışma yaratırken, öğrencilerin tutuklanması ve yargılanması kamuoyunda tepkilere neden oldu. Dava süreci, Türkiye'deki hukuk sistemi ve Anayasal hakların uygulanması açısından yakından takip edilmeye devam edecek.