
İstanbul Adliyesi Önünde Gerilim: Kadın Eylemcilere Gözaltı Şoku!
İstanbul'da eski eşi tarafından sokak ortasında öldürülen Bahar Aksu'nun davası öncesinde, Çağlayan Adliyesi önünde basın açıklaması yapan Kadın Dayanışma Komiteleri (KDK) üyelerinden ikisi gözaltına alındı. Gözaltı gerekçesi olarak, İçişleri Bakanı'nı hedef alan dövizlerin "suç unsuru" taşıdığı belirtildi. Bu olay, kadın cinayetlerine karşı yükselen tepkilerin ve devletin bu tepkilere karşı tutumunun sorgulanmasına yol açtı.
Adliye Önünde Gergin Anlar
34 yaşındaki Bahar Aksu, geçtiğimiz aylarda Şişli'de Rüstem Elibol ve beraberindeki üç kişi tarafından kaçırılmak istenirken, direnmesi üzerine tabancayla vurularak öldürülmüştü. Bu vahşet, kadın cinayetlerine karşı toplumda büyük bir infial yaratmıştı. Olayın ardından başlayan dava sürecinde ilk duruşma öncesi Kadın Dayanışma Komiteleri, İstanbul Çağlayan Adliyesi önünde bir araya geldi. Basın açıklamasında "Düzeniniz batsın, kadınlar yaşasın" yazılı pankart açılırken, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın geçmişte yaptığı açıklamalara tepki gösterildi.
KDK üyeleri, "kadın cinayetlerinden yalnızca tetiği çekenler değil, önlem almayan devlet yetkilileri de sorumludur" ifadelerini kullandı. Açıklama sırasında taşınan ve İçişleri Bakanı'nı doğrudan suçlayan dövizlerin savcılık talimatıyla "suç unsuru" sayılması üzerine polis müdahalesi gerçekleşti. Müdahale sırasında Türkiye Komünist Partisi (TKP) üyesi iki KDK’lı gözaltına alındı.
Gözaltılara Tepkiler Çığ Gibi Büyüyor
Gözaltıların ardından konuşan KDK sorumlusu Senem Doruk İnam, yaşananlara sert tepki gösterdi. İnam, şu ifadeleri kullandı:
Bahar Aksu, koruma kararına rağmen sokak ortasında öldürüldü. Devletin görevi vatandaşını korumaktır ama İçişleri Bakanı, kadınları suçlayan açıklamalar yapıyor. Bugün burada kadınları öldürenler kadar onları korumayanları da teşhir etmek için toplandık. Gözaltılarla susturulamayız. Suçluları yüzlerine söylemeye devam edeceğiz.
İnam, kadınların koruma kararlarına rağmen öldürülmesini "devletin sorumluluğu" olarak tanımlarken, arkadaşlarının derhal serbest bırakılmasını talep etti. Bu olay, Türkiye'de kadın hakları savunucularının karşılaştığı zorlukları ve ifade özgürlüğüne yönelik baskıları bir kez daha gözler önüne serdi.
Kadın Cinayetleri ve Toplumsal Sorumluluk
Kadın cinayetleri, Türkiye'nin en önemli toplumsal sorunlarından biri olmaya devam ediyor. Bu cinayetlerin önlenmesi için sadece yasal düzenlemeler yeterli değil, aynı zamanda toplumsal farkındalığın artırılması ve zihniyet dönüşümünün sağlanması gerekiyor. Kadınların korunması ve şiddetin önlenmesi konusunda devletin daha etkin adımlar atması, sivil toplum örgütlerinin ve bireylerin de bu mücadeleye destek vermesi büyük önem taşıyor.
İstanbul Adliyesi önünde yaşanan bu olay, kadın cinayetlerine karşı duyarlılığın ve mücadelenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Gözaltına alınan KDK üyelerinin serbest bırakılması ve kadın hakları savunucularının sesinin duyurulması için kamuoyunun desteği büyük önem taşıyor. Unutulmamalıdır ki, kadınların güvenliği ve eşitliği için verilen mücadele, tüm toplumun sorumluluğundadır.