Fransa, Marine Le Pen hakkında verilen yolsuzluk kararının yankılarıyla sarsılıyor. Ülke genelinde 40'tan fazla şehirde düzenlenen protestolar, hukuk devletine ve yargıya yönelik tehditlere karşı bir tepki olarak yükseliyor. Göstericiler, "Yargıçlar kanunu uyguluyor" sloganıyla Le Pen'in cezalandırılmasını desteklerken, olaylar Fransa'nın siyasi geleceği hakkında soru işaretleri yaratıyor.
Protestoların Ardındaki Nedenler
Fransız aşırı sağcı siyasetçi Marine Le Pen'in yolsuzluk suçlamasıyla karşı karşıya kalması ve ardından gelen mahkeme kararı, ülkedeki farklı sol ve çevreci örgütleri harekete geçirdi. Paris'ten başlayarak 40 şehre yayılan protestolar, hukuk devletini ve demokrasiyi savunma amacı taşıyor. Göstericiler, Le Pen hakkındaki kararın ardından yargı makamına yönelik saldırılara sert tepki gösteriyor.
- Hukuk Devletine Sahip Çıkmak: Eylemciler, hukuk devletine yönelik tehditlere karşı olduklarını vurguluyor.
- Azınlıklara Ayrımcılığa Karşı Durmak: Protestocular, azınlıklara yönelik ayrımcılığa karşı seslerini yükseltiyor.
- Yargıya Destek Vermek: Göstericiler, Le Pen kararı sonrası yargı makamına yönelik saldırılara tepki gösteriyor.
Paris'teki Cumhuriyet Meydanı'nda toplanan kalabalık, "Hukuk devletime dokunma", "Hukuk devletini tehdit etmek, demokrasiyi tehdit etmek demektir" gibi sloganlar atarak, şarkılar söyleyip dans ederek protestolarını sürdürdü.
Göstericilerin Sesleri
Göstericilerden Florence, AA muhabirine yaptığı açıklamada, uzun zamandır tehdit altında olan demokrasiyi savunmak için gösteriye katıldığını belirtti. Le Pen'in yargılandığı davada karar veren yargıçlar hakkında konuşan Florence, "Açıkçası, onlar (yargıçlar) işini yaptı. Ben mahkeme değilim. Yargıçların kanunu uyguladıklarını düşünüyorum. Kararın siyasi olduğunu düşünmüyorum" dedi. Ayrıca, Le Pen'in yargılandığı davada bahsi geçen yaklaşık 4 milyon avroluk meblağı iade etmesi gerektiğini savundu.
Manuel adlı bir diğer gösterici ise, "Sade bir vatandaş olarak buraya geldim çünkü harekete geçmemiz gereken bir zamandayız ve ciddi şeyler yaşanıyor" şeklinde konuştu. Le Pen'in ceza almasının ardından Fransa'da yargı makamının sorgulandığına dikkat çeken Manuel, görevini yapan ve kanunları uygulayan yargıçların "siyasi kararlar" aldıklarını söyleyenlerin, demokrasinin temeli olan adalete saldırdığını ifade etti. Manuel, "Daha önce yargıçlara yönelik böyle bir tehdidi hatırlamıyorum" diyerek, yargıçları parmakla göstermenin ve onlara saldırmanın, adalete gözdağı vermek anlamına geldiğini vurguladı.
Kararın Ardından Yaşananlar ve Olası Sonuçlar
Le Pen'in, Avrupa Birliği (AB) fonlarını zimmetine geçirmekten yargılandığı davada, Paris Ceza Mahkemesi, aşırı sağcı lider hakkında 31 Mart'ta 5 yıl siyasi yasak getirilmesine; 2 yılı ertelenmiş, 2 yılı elektronik kelepçeyle gözetim altında tutulmak üzere 4 yıl hapis ve 100 bin avro para cezasına hükmetti. Mahkemenin kararı, Le Pen'in cezasını hapishanede çekmeyeceği anlamına gelirken, avukatları karara itiraz etti.
Bu olay, Fransa'da siyasi arenada büyük bir çalkantıya neden oldu. Le Pen'in cezalandırılması, bir kesim tarafından adaletin tecellisi olarak görülürken, diğer kesimler tarafından yargıya yönelik bir saldırı olarak algılandı. Ülkedeki gergin atmosferin daha da tırmanabileceği ve siyasi kutuplaşmanın artabileceği öngörülüyor. Fransa'nın geleceği, bu kararın ve ardından gelen protestoların etkileriyle şekillenecek gibi görünüyor.