Tayfun Kahraman'dan Şok İtiraz! AYM Kararı Neden Uygulanmıyor?

Gezi davasından hükümlü şehir plancısı Tayfun Kahraman'ın avukatı Cansu Çiftçi, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) yeniden yargılanması yönündeki kararına rağmen tahliye ve yeniden yargılama talebinin reddedilmesi üzerine İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararına itiraz etti. Bu itiraz, AYM kararlarının uygulanmaması konusundaki tartışmaları yeniden alevlendirdi.

AYM Kararı Neden Uygulanmıyor?

AYM'nin kararını uygulamayan mahkeme, Yüksek Mahkeme'nin "süper temyiz olmadığını" ve "yetki gasbı yaptığını" öne sürmüştü. Ancak bu durum, hukuk çevrelerinde büyük bir tartışma yaratmış ve AYM kararlarının bağlayıcılığına dair soru işaretleri doğurmuştu. Bir üst mahkeme olan 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunulan dilekçede, hükmü veren hâkimlerin karara katılmasına itiraz edilerek önemli bir hukuki argüman öne sürüldü.

Dilekçede şu ifadelere yer verildi:

İlk hükmü veren hakimlerin yeniden yargılamaya katılamayacağı, yeniden yargılama kararı verilmesine iştirak dahi edemeyeceği (YCGK) gerekçesiyle karar veren hakimlerin yasaklı olmalarına rağmen karara katılmaları hukuka kesin aykırılık halidir ve kararın kaldırılmasını gerektirir.

Bu itiraz, yargılama sürecindeki usul hatalarına dikkat çekerek kararın hukuki temelini sorgulamaktadır. Ayrıca, AYM kararlarına uyulmaması gibi bir durumun söz konusu olamayacağı belirtilen dilekçede, Anayasa'nın bağlayıcılığına vurgu yapıldı.

Anayasa Mahkemesi Kararlarının Bağlayıcılığı

Dilekçede, "Anayasa Mahkemesi kararları kesin olarak verilir. Yasama, Yürütme, Yargı makamları, tüm gerçek ve tüzel kişileri bağlar. Dolayısıyla İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararın uygulanması yönünden takdir hakkı yoktur" ifadeleri yer aldı. Bu ifadeler, AYM kararlarının tartışmasız bir şekilde uygulanması gerektiğini ve hiçbir kurumun bu kararları görmezden gelemeyeceğini açıkça ortaya koymaktadır.

Hukuki Süreç Nasıl İlerleyecek?

Şimdi gözler, 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin vereceği kararda. Mahkemenin, itirazı kabul edip etmeyeceği ve yeniden yargılama sürecini başlatıp başlatmayacağı merakla bekleniyor. Bu süreç, Türkiye'deki hukuk sisteminin işleyişi ve AYM kararlarının uygulanabilirliği açısından kritik bir öneme sahip.

Bu dava, sadece Tayfun Kahraman'ın kişisel durumuyla ilgili değil, aynı zamanda Türkiye'deki yargı sisteminin genel durumu ve hukukun üstünlüğü ilkesinin ne kadar güvence altında olduğu konusunda da önemli bir sınav niteliği taşıyor.