
Ertuğrul Özkök'ten Cannes'da Silivri'ye Şok Benzetme!
Gazeteci Ertuğrul Özkök, Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye ödülü alan İran filmi 'Sadece Bir Kazaydı' üzerinden Türkiye'deki Silivri Cezaevi'ne dikkat çekerek tartışma yarattı. Özkök, filmdeki cezaevi sahnelerinin, siyasi tutsakların durumunu simgelediğini ve Silivri ile benzerlikler taşıdığını iddia etti.
Orta Doğu'ya "S.E.S" Bombası
Özkök, "Bu filmle Orta Doğu rejimleri üzerine bir “S.E.S” bombası atıldı. Çünkü bu filmle birlikte Orta Doğu’nun üzerine bir “S.E.S” bombası atılıyor" ifadelerini kullandı. Özkök, filmin konusunu şöyle özetledi:
- Bir grup kadın ve erkek, bir adamı kaçırıyor.
- Bu kişilerin ortak noktası, aynı hapishanede işkence görmüş olmaları.
- Kaçırdıkları adam, o hapishanede kendilerine işkence yapan bir rejim görevlisi.
Özkök, bu durumun İran'daki "Evin" hapishanesini ve Şam'daki Sednaya Hapishanesi'ni hatırlattığını belirtti. Bu hapishanelerin, siyasi muhaliflerin tasfiye edildiği yerler olarak bilindiğini vurguladı.
Silivri, Evin ve Sednaya: Orta Doğu'nun Sembolü mü?
Özkök, Silivri Cezaevi'nin de benzer bir duruma geldiğini savunarak, "Artık adı Tahran’daki Evin ve Şam’daki Sednaya ile eşanlamlı görülen cezaevi haline geldi Silivri. Bu üç isim artık Orta Doğu rejimlerinin sembolü haline geldi" dedi. Bu üç cezaevinin de birer Orta Doğu baskı ve haksızlık kurumu olduğunu, rejim muhaliflerinin tasfiye ve cezalandırma yeri olduğunu ifade etti.
Özkök'ün bu yorumları, Türkiye'deki cezaevleri ve siyasi tutuklular konusundaki tartışmaları yeniden alevlendirecek gibi görünüyor. Özellikle Silivri Cezaevi'nin uluslararası alanda bu şekilde anılması, Türkiye'nin imajı açısından da önemli bir konu olarak değerlendirilebilir.