Toroslardan Müjde! Yeni Anason Türü Keşfedildi: İsmi Bakın Ne Oldu?
Konya'nın Hadim ilçesinde, Orta Toroslar'da keşfedilen ve nesli yüksek tehdit altında olan yeni bir anason türü, bilim dünyasında büyük yankı uyandırdı. Selçuk Üniversitesi Fen Fakültesi'nden emekli Prof. Dr. Ahmet Duran tarafından bulunan bu özel bitki, uluslararası bilim dergisi Phytotaxa'da yayımlanarak tescillendi. Bu keşif, Türkiye'nin biyoçeşitliliğinin ne kadar zengin olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Yeni Türün Adı Nereden Geliyor?
Maydanozgiller familyasına ait olan bu yeni anason türüne 'Pimpinella husnucan-baseri' (Apiaceae) adı verildi. Prof. Dr. Duran, bu ismi, eczacılık alanındaki çalışmalarıyla tanınan Prof. Dr. Hüsnü Can Başer'e ithafen seçti. Bu anlamlı jest, bilim dünyasında takdirle karşılandı. Bitkinin Türkçe adı ise "Can anasonu" olarak belirlendi.
'Can Anasonu'nun Özellikleri ve Önemi
Prof. Dr. Duran, yeni türle ilgili şu bilgileri paylaştı:
- "Türkçe 'Can anasonu' olarak adlandırılan bitkinin bilimsel adı 'Pimpinella husnucan-baseri'."
- "Bu yeni tür, Konya'nın Hadim ilçesinin Korualan-Dedemli mahalleleri arasında, dar bir alanda yetişir."
- "Bitkinin yetişme ortamı, yerleşim yerleri ve tarım alanlarınca kuşatılmış durumda ve nesli yüksek tehdit altındadır."
- "Ülkemizin öncelikli korunması gereken türlerinden birisidir."
Prof. Dr. Duran ayrıca, bu bitkinin ilaç ham madde özelliklerinin de araştırılacağını belirtti. Bu durum, 'Can anasonu'nun tıbbi açıdan da önemli bir potansiyele sahip olabileceğini gösteriyor.
Bu Keşif Neden Önemli?
'Can anasonu'nun keşfi, sadece bilimsel bir başarı değil, aynı zamanda doğayı koruma çabalarına da önemli bir katkı sağlıyor. Nesli tükenme tehlikesi altında olan bu bitki türünün korunması, biyoçeşitliliğimizin sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşıyor. Bu keşif, diğer bilim insanlarını da benzer araştırmalar yapmaya teşvik ederek, doğanın gizemlerini ortaya çıkarmaya yardımcı olabilir.
Prof. Dr. Duran'ın ifadesiyle, "Can anasonu bitkisinin bilim dünyasına, Dünya Biyoçeşitlilik Günü'nde tanıtılması çok anlamlı olmuştur. Ülkemize ve insanlığa hayırlı olsun." Bu keşif, Türkiye'nin biyoçeşitliliğinin korunması ve gelecek nesillere aktarılması adına umut verici bir adım olarak değerlendiriliyor.
