21 Nisan 2025 Pazartesi

Trump'tan Erdoğan'a Övgü! Yandaş Medya Brunson Krizini Neden Görmezden Geldi?

ABD Başkanı Donald Trump'ın İsrail Başbakanı Netanyahu ile yaptığı görüşmede Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında kullandığı ifadeler gündeme bomba gibi düştü. Özellikle Trump'ın Erdoğan'ı öven sözleri dikkat çekerken, yandaş medyanın Rahip Brunson krizine yapılan göndermeyi görmezden gelmesi tartışma yarattı. İşte detaylar!

Trump'tan Erdoğan'a Övgü Dolu Sözler

ABD Başkanı Donald Trump, Oval Ofis'te İsrail Başbakanı Netanyahu ile bir araya geldi. Görüşmede Suriye'deki gelişmelerin yanı sıra Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkiler de masaya yatırıldı. Netanyahu, "Türkiye ile kötüleşen komşuluk ilişkilerimiz var. Suriye'nin, Türkiye de dahil olmak üzere hiç kimse tarafından İsrail'e saldırı için bir üs olarak kullanılmasını istemiyoruz" dedi.

Trump ise Erdoğan ile iyi ilişkileri olduğunu belirterek, "Büyük bir dostum var, adı Erdoğan. Ben onu severim, o da beni sever. Hatırlarsınız, rahibimizi Türkiye'den geri aldık. Türkiye’yi tebrik ederim. Erdoğan’a dedim ki, 2 bin yıldır kimsenin yapamadığını yaptın, Suriye’nin kontrolünü ele aldın. Erdoğan gerçekten sağlam ve çok zeki biri. Başkasının başaramadığı şeyi başardı" ifadelerini kullandı.

Trump'ın bu sözleri, Türkiye-ABD ilişkileri açısından önemli bir mesaj olarak değerlendirilirken, yandaş medyanın konuya yaklaşımı dikkat çekti.

Yandaş Medyanın Brunson Krizi Sansürü

Trump'ın Erdoğan'ı öven sözlerini manşetlere taşıyan yandaş medya, aynı açıklama içerisinde yer alan Rahip Brunson krizine ilişkin ifadeleri ise görmezden geldi. Bu durum, medyanın belirli bir bakış açısıyla haber yaptığı eleştirilerini beraberinde getirdi.

Trump, Rahip Brunson krizini hatırlatarak, Türkiye'den rahibi geri aldıklarını belirtmişti. Bu ifade, ABD ile Türkiye arasında yaşanan gerginliğin aşılmasında Erdoğan'ın rolüne vurgu yaparken, yandaş medyanın bu kısmı atlaması şaşkınlık yarattı.

Medyanın Rolü ve Tarafsızlık Tartışmaları

Bu olay, medyanın haber seçimi ve sunumu konusundaki sorumluluğunu bir kez daha gündeme getirdi. Medyanın, olayları tüm yönleriyle aktarması ve okuyucunun kendi kararını vermesine olanak sağlaması gerektiği vurgulanırken, taraflı yayıncılık anlayışının kamuoyunu yanlış yönlendirebileceği belirtildi.

Medyanın, iktidara yakınlığıyla bilinen yayın organları, Trump'ın Erdoğan'a yönelik övgülerini ön plana çıkarırken, Brunson krizine değinilmemesi, eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirildi. Bu durum, medyanın bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusundaki tartışmaları alevlendirdi.

Sonuç olarak, Trump'ın Erdoğan'a yönelik övgü dolu sözleri ve yandaş medyanın Brunson krizini görmezden gelmesi, Türkiye'deki medya ve siyaset ilişkisi hakkında önemli soruları beraberinde getirdi. Medyanın, kamuoyunu doğru bilgilendirme ve farklı bakış açılarını sunma sorumluluğunu ne kadar yerine getirdiği, tartışılmaya devam edecek gibi görünüyor.

İlgili Haberler